Skip to Content

Kategori: Kadın Hastalıkları

Nedir Bu Miyom?

Geçen sayıda vajinal kanamalar ve sebeplerinden bahsettik. Fonksiyonel olmayan ve hormonal düzensizlikler haricinde rahimden kaynaklanan vajinal kanamaların en önemli sebebi rahimden kaynaklanan myom dediğimiz kas kitleleridir. Her 5 kadından birinde görülmekle beraber, otopsi çalışmalarında bu oran %50 kadardır. Yani kadınların yarısında görülmektedir de denebilir. Myomları olan pek çok kadın da bundan haberdar değildir. Nedeni ise herhangi bir şikayete sebep olmayabilirler. Ortaya çıkan sorunlar büyüklük, sayı ve yerleşimleri ile ilgilidir.

Pekala myomun belirtileri neler olabilir? Vajinal kanamanın fazla olması, uzun sürmesi, adet dönemlerinin sıklaşması, adetlerin çok sancılı olması, adet dışı kanamalar ve uzun süreli kanama bozukluklarına bağlı olarak anemi dediğimiz kansızlık görülmesi, kanamayla ilgili belirtilerdir. Bunların yanı sıra karında, kasıkta veya bele vuran ağrılar, disparenü dediğimiz ilişki esnasında görülen ağrılar, sık idrara çıkma, idrar yapmada güçlük, aşağı doğru vuran baskı hissi, kabızlık ve dışkıda incelme diğer belirtilerindendir. Bunlarla birlikte gebe kalamama, tekrarlayan erken gebelik kayıpları, gebelikte erken doğum tehdidi veya erken doğumun da sebeplerinden sayılırlar.

Çok fazla sayıda şikayete sebep olmakla beraber tamamen belirtisiz (asemptomatik) de olabilirler. Bunun sebebi daha çok myomların yerleşim yerleri ile ilgilidir. Yerleşim yerlerine göre; rahimin iç tabakasına doğru büyüyen (submüköz), rahimin kas tabakasının içine doğru büyüyen (intramural) ve rahimin dış tabakasına doğru büyüyen (subseröz) olarak 3 tipte incelenir. Bunlardan farklı olarak rahime ince bir dalla bağlı (pedinküle,saplı), rahimi tutan bağların arasına yerleşmiş (intraligamenter) myomlar ve rahimin ağzından dışarı sarkan (vajene doğan) değişik tipleri de vardır. Her birinin belirtisi farklıdır. Örneğin submüköz myomlar daha çok kanama ve erken gebelik kayıpları ile karşımıza çıkarken, subseröz myomların başvuru şikayeti daha çok bası, ağrı, idrar ve dışkılama şikayetleridir.

Bu kadar çok kadında görülüyorsa ki hemen hemen kadınların yarısı demiştik, bu olguların hepsini tedavi edecek miyiz? Nasıl tedavi edeceğiz? Hastaların herhangi bir şikayeti yoksa, hızlı büyümüyorsa, küçükse ve menopoz dönemi yakınsa, genel olarak takip edilirler. Tedavi ikinci planda kalır. Tabii ki hastaların hayat kalitesini etkileyen şikayetleri varsa boyutuna ve yerine bakmadan tedavi etmek gereklidir.

Tedavide hangi yöntemler kullanılmaktadır? Medikal tedavi dediğimiz ilaçla tedavi ve cerrahi tedavi seçeneklerimiz vardır. Kanamayı azaltmak için progesteron hormonu içeren ilaçlar veya bu hormonu içeren rahim içi araçlar, erkeklik hormonu dediğimiz androjen içeren ilaçlar, geçici menopoza sokulması diye tariflenen aslında yumurtalıkların kısa süreli baskılanması demek olan GnRH analoglarının kullanımı medikal tedavi seçeneklerindendir. Ancak ilaç tedavisi, kullandığınız süre içinde belirtileri baskılayan, bıraktığınız zaman ise aynı belirtilere geri dönüşün kaçınılmaz olduğu bir yöntemdir. Myomları ortadan kaldırmaz. Myomların gerçek tedavisi cerrahi olarak çıkarılmalarıdır. Rahime ihtiyacın olmadığı, üretkenliğin tamamlandığı ya da menopoz döneminde önerilen tedavi rahimin alınmasıdır (histerektomi). Aksi takdirde uygulanacak olan tedavi myom veya myomların çıkartılarak rahimin onarılmasıdır (myomektomi). Çeşitli tekniklerle yapılabilir ancak günümüzde kapalı cerrahi dediğimiz histeroskopik, laparoskopik myomektomi veya laparoskopik histerektomi altın standarttır.

Doç. Dr. Kemal Özerkan

Devamını Oku

Yumurtalık (Over) Kistleri

İşte geldik kadınların en çok sıkıntı yaşadıkları veya yaşadıklarını düşündükleri konuya… Yumurtalık kistleri… Üreme çağının başlangıcından menopoza kadar, hatta menopoz sonrası bile başımızın belası mı bu kistler ya da tamamen doğal bir süreç mi?

Aslında yumurtalıkların sağlıklı çalıştığının en önemli göstergesi yumurtalıklarda görülen kistlerdir. Özellikle üreme çağında olan her kadının her iki yumurtalığında da kistler görülmektedir ki, bunların büyük çoğunluğu fizyolojik yani normaldir. Yumurtalıklar her ay belli sayıda kist üretir. Bu kistlerden bir ya da birkaçı (fonksiyonel kist) diğerlerinden daha hızlı büyüyerek içindeki yumurtayı atmak üzere ön plana çıkar. Yaklaşık 2-3 cm çapına eriştiğinde ise çatlar ve içindeki yumurtanın döllenmek üzere taşıyıcı tüplere geçmesine önayak olur. Bazen bu kistlerin doğal sürecinde bozulmalar olabilir. Kist çatlamayabilir (retansiyone kist), kist içine kanayabilir (hemorajik kist), karın içindeki yapışıklıkların arasında biriken sıvılar kist şeklinde görülebilir (psödokist).

Çatlayan ve içeriği boşalan kistin içi, progesteron hormonu üreten hücrelerin çoğalmasıyla dolar ki, bu kistik oluşuma korpus luteum denilir. Gebelik oluştuğunda bu kistin devamlılığını sağlayan, bebeği oluşturacak olan trofoblastik hücrelerden salgılanan hCG hormonudur. Bu hormon olmazsa, bu kist kadın adet görene kadar kaybolur. Bu olaylar her kadının, her bir adet döneminde karşılaştığı ve tamamen DOĞAL bir süreçtir. Dolayısıyle, HER kadının ‘Benim kistim var…’ demesi çok normaldir. Zaten de olması gerekir…

Önemli olan bu kistlerin bir hastalık belirtisi ya da hastalığın ta kendisinin olmamasıdır. Yani normal ile hastalıklı durumu ayırmak çok önemlidir. Yukarıda anlattıklarımız basit yumurtalık kistleridir. Hiçbir tedavi yöntemi uygulamasak da zaten kendi kendine bunlar kaybolacaklardır. Ya da sessizce ve şikayete yol açmadan oldukları gibi kalacaklardır. Yumurtalık kistlerinde en önemli durum, bunların gerçekten bir hastalığa işaret edip etmediğidir. Diğer bir durum ise bu kistlerin hastalıktan ziyade, iyi huylu mu ya da kötü huylu mu olduklarıdır.

Yumurtalıklar üreme organları olmalarının yanı sıra hormon üreten birer endokrin organdır. Bu sebeple çok çeşitli hücre tiplerinden oluşmaktadırlar. Bu konuyu yumurtalık tümörlerinde tekrar irdeleyeceğiz. İyi ya da kötü huylu tümörlere geçmeden önce, gerçekten bir hastalığın göstergesi ya da oluşumunu sağlayan organlar mıdır yumurtalıklar? Evet…

Evet cevabından sonra hangi hastalıklar sorusu gelecek aklımıza… En önemli iki hastalık vardır yumurtalıklarla ilgili… Basit kist ya da tümör de diyemeyiz… Bunlardan biri POLİKİSTİK OVER HASTALIĞI veya Sendromu (PCOS), diğeri ise tümör kadar, hatta daha belalı bile olabilen olan ENDOMETRİOZİS Hastalığı ile Endometrioma dediğimiz ÇUKULATA KİSTLERİ… Her iki konu da başlı başına irdelenmesi gerekli, hakkında sayfalarca yazılası konular… Sonraki yazılarımızda, Yumurtalık (Over) tümörlerinden önce, kısaca bu iki konuyu ele alacağız…

Yaz tatilinden çıkıp okulların açılmasıyla birlikte, kısa bir mola daha verdirecek olan mübarek Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım…

Doç. Dr. Kemal Özerkan

Devamını Oku