Yazı dizimize başladığımızda öncelikle kadın hastalıkları ile ilgili kanserlerin hangileri olduğunu ve tarama programlarını hedeflemiştik. İlk aşamada incelediğimiz tür de rahim ağzı (serviks) kanseri idi. Bunun için gereken tarama testinin de rahim ağzından alınan sürüntünün mikroskopta incelenmesi olduğunu anlatmıştık. Bu testin ismi de ‘Servikal Smear Testi’dir. Bu teste ne zaman başlanılması gerektiği, hangi şartlarda alınması gerektiği ve hangi zaman aralıkları ile bakılması gerektiğini de bir önceki yazımızda ayrıntısıyla irdelemiştik.
Pekala smear testini yaptırdık… Sonucu yaklaşık 5-10 gün içerisinde aldık. Bu sonucu kim yorumlayacak? Tabii ki smear testini gönderen hekime tekrar başvurmak gerekiyor. Testin sonucu olarak çıkabilecek birkaç rapor mevcuttur. Bu rapor hastalık varsa da kesin bir sonuç değildir. Bu bir tarama testidir ve sadece anormal hücresel değişiklikler olup olmadığını göstermektedir.
Smear testi ‘yetersiz’ olarak da raporlanabilir. Bu testi yapan kişinin ya da değerlendiren kişinin tecrübesizliğinden kaynaklanan bir durum değildir. Alınan örnekte tanımlama yapabilecek kadar hücre olmadığının ifadesidir. Bu koşullarda testin tekrarlanması gerekir…
Az önce de ifade ettiğimiz gibi anormal hücresel değişiklikler bile görülse bu rahim ağzı kanseri tanısı koydurmaz. Panik olmamak gerekir… Yapılacak olan şey rahim ağzı kanserleri konusunda tecrübeli bir hekimin görüşünü almaktır. Çünkü bu anormal hücresel değişikliklerin her biri için farklı yaklaşımlar uygulanmaktadır. Bu yaklaşımlar HPV DNA testi bakılması, tekrar smear alınması, rahim içinden örnek alınması, kolposkopi (rahim ağzının büyüteçli bir cihaz eşliğinde çeşitli maddelerle boyanarak görüntülenmesi ve şüpheli görülen bölgelerden parça alınması) veya bunların kombinasyonu olabilir.
Kolposkopi denilen işlem, bu olaylara maruz kalan hastalarının çoğunun duymuş olduğu bir işlem olabilir. Bu işlem ağrısız bir işlemdir. Genital bölgenin ve rahim ağzının muayene edilmesi esnasında takılan spekulum adlı cihazın takılması esnasında duyulan ağrıdan farklı bir ağrı oluşmaz. Biyopsi alınsa bile ağrı duyulmaz çünkü rahim ağzı dokusu ağrı duyusu içeren bir bölge değildir. Bu işlem sonunda alınan parçalar patolog tarafından değerlendirilir ve nihai sonuç verilir.
Bu rapor normal, CIN-1,CIN-2, CIN-3 veya kanser olarak sonuçlanır. Her bir sonuçta farklı yaklaşımlar uygulanabilir. Örneğin CIN-1 gelen olguların çoğu takip edilir ki, bu lezyonların çoğunluğu vücudun bağışıklık sistemi sayesinde %70 olasılıkla gerileyen lezyonlardır. Ancak CIN-2, özellikle CIN-3 gelen olgularda rahim ağzından geniş bir parça çıkarılmasını ya da rahimin alınmasını gerektiren bir diğer cerrahi girişim gereksinimi doğabilir. Kanser hücresi gelen olgularda ise gerek muayene gerekse diğer görüntüleme yöntemleri ile beraber hasta değerlendirilerek yapılacak olan kanser cerrahisinin çeşidine karar verilir.